Hipertansiyon Neden Olur, Kimlerde Görülür, Tanı ve Tedavisi Nasıldır?

Hipertansiyon, ülkemizde çok fazla kişide görülür. Belirtilerden sonra Doktor kontrolünde tanısı konur ve kişiye uygun tedavi uygulanır.

Kalbimizin pompaladığı kan damarlarımızda dolaşıma karışır. Dolaşım esnasında damarlara basınç uygulayan kan tansiyonu oluşturur. Şayet kan akışı çok sert ve hacimli bir şekilde ise bu hipertansiyon oluşmasına neden olur. Kan basıncı yani tansiyon değerini idealize etmek pek doğru değildir. Çünkü kişiden kişiye farklılık gösteren rakamsal değerler standart bir iyilik hali sağlamaz.

Herkesin normal tansiyon kapasitesi elbette belli sınırlar dahilinde değişkenlik göstermektedir. Kan basıncı sistolik ve diyastolik olarak ikiye ayrılır. Kalp kasılır ve ardından damarlara kanı transfer eder. Kanın damarlara pompaladığı kan basıncına sistolik (büyük tansiyon) denir. Kalp gevşediğinde ise halen damarlarda bulunan kan basıncına ise diyastolik (küçük tansiyon) denir.

Yetişkin bireylerin dinlenme halindeki normal tansiyon düzeyleri sistolik en fazla 120mmHg, diyastolik kan basıncı ise enfazla 80 mmHg olmalıdır. Bu değerlerin üzerinde seyreden kan basıncı, hipertansiyon olarak tanımlanır.

Hipertansiyon Ne Sıklıkta Görülür?

Hipertansiyon ne sıklıkla görülür diye düşünüyorsanız bazı araştırma istatistiksel veriler bu sorunun cevabını vermektedir.

Türk Kardiyoloji Derneği araştırma ve prevalans makaleleri doğrultusunda ortaya çıkan istatistikler durumu açıkça gözler önüne sermektedir. Hipertansiyon görülme sıklığı ülkemizde yetişkin nüfusun yüzde 31,2’sinde mevcuttur. Ancak bu 14/ 9 üstü tansiyon değerleri baz alındığında böyledir. Aksi halde ülke nüfusunun yarısından fazlası hipertansif kategoride yer almaktadır.

Kadınlarda yüzde 36, erkeklerde ise yüzde 30 gbi rakamlara tekabül eden hipertansiyon görülme sıklığı her geçen gün daha da artmaktadır. Önceden “yaşlı hastalığı” olarak tanımlanan yüksek tansiyon artık her yaşta görülebilmektedir. Ancak 70 yaşlarına gelindiğinde her 3 kişiden 2’si kronik tansiyon hastası olarak tespit edilmektedir.

Hipertansiyon Tehlikeli Bir Hastalık mıdır?

Hipertansiyon tehlikeli bir hastalık mıdır sorusu bu hastalığın yaratacağı başka sağlık sorunları göz önünde bulundurularak cevaplandırılmalıdır. Ancak etkili bir tedavi ve sağlıklı bir hayat düzeni oluşturulduğunda büyük ölçüde kontrol altına alınabilmektedir. Eğer erken teşhis edilmezse ve teşhis konduktan sonra hekimin önerileri dikkate alınmazsa birçok komplikasyon gelişebilmektedir.

Bunlar; kalp krizi, inme ( felç), körlük, böbrek hasarları, beyin kanaması ve hayatı kaybetmeye varacak kadar ağır neticeler olabilir. Fakat ilaç doz ayarlaması ve sağlıklı bir yaşam biçimini benimsemekle tüm bu riskler en alt seviyeye indirgenmiş olmaktadır.

Hipertansiyon Neden Olur?

Modern dünya ve gelişen/ gelişmekte olan teknolojik hayatın bir getirisi olarak hipertansiyon hastalığından bahsedebiliriz. Hipertansiyon neden olur diye düşünmek bile stresli güncel hayatımızın getirisidir ve bunun gibi birçok sebepten gerçekleşebilir. Böyle söyleyince biraz ütopik ya da anlaşılması zor olabilir. Fakat istatistikler oldukça ezber bozan sonuçlar vermektedir. Her üç kişiden birinde rastlanan hipertansiyon halk arasında yüksek tansiyon olarak bilinir.

Nedenleri ve tetikleyicileri inanılmaz fazla olsa da tedavisi genel olarak oldukça standarttır. Dünya genelinde yaygın olarak bilinen kronik hastalıklar grubunda başı çeken hipertansiyon, çağın sorunlarındandır. Genetik faktörlerin büyük etkisi olsa da, günümüzde hipertansiyon ve obezite ilişkisi tartışmasız büyük bir etkiye sahiptir.

Hareketsiz bir yaşam, sağlıksız ve dengesiz beslenme ekolleri hipertansiyon prevalansı üzerinde büyük bir negatif katkıda bulunmaktır. Ayrıca stres ve tansiyon ilişkisi de hiç yabana atılmayacak kadar yaygın görülen bir durumdur. Yapılan araştırmalarda hayata pozitif bakan kişilerde tansiyon problemine rastlanma oranı bir hayli düşük rakamlardadır.

Tüm dış etkenlerin haricinde elbette kalıtsal hipertansiyon ve diğer hastalıkların sonucunda ortaya çıkan hipertansiyon sorunu da gözardı edilmeyecek ölçülerdedir.

Hipertansiyon Kimlerde Görülür?

Hipertansiyon kimlerde görülür sorusunu daha önce yaşlılarda, aşırı kilolularda ve yoğun stres altında olanlarda görüldüğünü söyleyerek ifade ettik. Ancak bunlar genel geçer faktörler olsa da daha detaylı bakıldığında:

  • Alkol ve sigara kullanımı,
  • Aşırı tuzlu ve paketlenmiş katkılı gıdalarla beslenme,
  • Aort damarının yapısal olarak darlığı,
  • Beyin içi basınç ve sıvının artması,
  • Böbrek üstü bezlerden salgılanan kortizon ve aldesteron hormonlarının aşırı üretilmesine bağlı ortaya çıkan Crohn ve Cushing hastalığı,
  • Böbrek tümörleri,
  • Böbrek damarlarında daralma,
  • Kronik böbrek hastalıkları,
  • Tiroid bezi hastalıkları ve nodülleri,
  • Yüksek kolesterol,
  • Şeker hastalığı,
  • Madde kullanımı (yasa dışı ilaçlar)
  • Hamilelik tansiyonu ( preeklampsi)
  • Enfeksiyon ilaçları, ağrı kesiciler (muhteviyatlarına göre değişkenlik gösterir),
  • Doğum kontrol hapları

Gibi rahatsızlıklar ve ilaç kulanımları tansiyonu yükseltmede büyük rol oynayan tetikleyiciler olarak bilinmektedir.

Hastanın Şikayetleri Nelerdir?

Tüm belirti ve semptomlar, Hipertansiyonda hastanın şikayetleri nelerdir sorusuna yanıt olmaktadır. hem çok açık ve ayırt edilen türde hem de bazen oldukça belirsiz semptomlar ile görülebilir. Pek çok insan hiçbir şikayeti yokken tamamen rastlantısal biçimde tansiyon ölçümü esnasında hipertansif bir birey olduğunu fark edebilir.

Kişi o zamana kadar hipertansif olup olmadığını saptamamıştır ve hastalık bu yüzden kronikleşmiş olabilir. Ancak genel olarak tansiyon yüksekliği yaşayan hastalarda birtakım müşterek şikayetler ortaya çıkmaktadır. Bunlar:

  • Baş ağrısı, baş dönmesi,
  • Kulak çınlaması,
  • Düzensiz kalp atımı, çarpıntı, aritmi, göğüs ağrısı,
  • Nefes darlığı,
  • Sık idrar yapma,
  • Bulanık görme, görme bozuklukları,
  • Bacaklarda ödem ve ağrı,
  • Halsizlik,
  • Burun kanaması

Gibi şikayetlerde akla ilk olarak hipertansiyon gelir. Bu şikayetler tansiyon düzeyinin yüksekliğine, yani risk durumuna göre ağır ya da hafif olarak ortaya çıkabilir. Bulguların şiddeti her ne olursa olsun, mutlaka tansiyonun bilirkişiler tarafından ölçülüp çıkan değere göre tedavi uygulanması büyük önem arz eder.

Hipertansiyon Tanısı Nasıl Konur?

Hipertansiyon tanısı nasıl konur hususunda belirtiler dikkate alınmaktadır. Hastalığının tanısı basit ve kısa bir işleme tâbidir. Öncesinde en az 10 dakikadır dinlenme pozisyonunda ve sakin bir ruh halinde olan kişinin tansiyonu  tansiyon aleti ile ölçülür.

Dijital olanlarını kullanımı herkes tarafından mümkün ve daha pratik olsa da yanlış sonuçlarla karşılaşma olasılığı çok yüksektir. Anlık olarak değişen ve tutarsız sonuçlar veren dijital cihazlar yerine, eski tip manuel tansiyon aleti ile tansiyon ölçümü yapmak en doğru sonucu verecektir. “Hastane tansiyonu” olarak bilinen heyecan ve stres ile yükselen tansiyon rakamları da söz konusudur.

Bu nedenle yalnızca bir kez tansiyon ölçümü yapıldıktan sonra çıkan değerler neticesinde mutlak bir gerçeklik elde edilmiş olmaz. Doktorunuz günde 3 kez ve 2 hafta boyunca evde tansiyonunuzu takip edip not almanızı isteyecektir. Çıkan sonuçlar eşliğinde hipertansiyon hastası ya da adayı olduğunuz tespit edilebilir.

Hipertansiyon Tedavisi Mümkün müdür?

Hipertansiyon tedavisi mümkün müdür diye düşünüyorsanız ilk olarak tanı ve teşhisi ele almak gerekir. Kesin tanısında holter yöntemi en kesin çözümdür. Tansiyon holter cihazı 24 saat bazen 48 saat boyunca kolunuzda takılı duran bantlar ve elektrotların tansiyonunuzu sürekli olarak ölçmesi işlemidir.

Bunun sonucunda uykuda, yürürken, iş yaparken ve günlük duygu – durum dalgalanmalarınızda tansiyonunuzun çıktığı maksimum düzeyin görülmesini sağlar. Bu teşhis yönteminden sonra tansiyon ilaç tedavisi başlanabilir. Eğer sık sık yüksek düzeye çıkan bir tansiyon seviyeniz yoksa diyet ve spor ile hipertansiyon başlangıcı kolayca tedavi edilebilir ya da baskılnabilir.

Fakat kronikleşmiş ve agresif yapılı bir tansiyonunuz varsa beslenme, ilaç, egzersiz ve ruhi denge sorunlarınızın hepsine yönelik bütüncül tedaviler uygulanmalıdır. Belki tamamen iyileşme mümkün olmasa da, bu sayede hipertansiyon sorununun büyük ölçüde düzeltilme olanağı vardır.