Kendini keşfet!

Yüz yıllar, nesiller, bir sürü inanç sistemi arayışların hepsinin başında kişinin kendini ne olduğunu anlamlandırmayla geçmiş.

Hep bir yerlere koymaya çalışmışız, tam her şey böyle diyorken, başka bir tanımlama çıkmış!

Hz Resulullah aleyhe sellem Efendimizin irsal ettiği dini anlamaya/anlamlandırmaya çalışan evliyaullah nazaratı ise;

İnsanın evrelerini şu şekilde anlamlandırmayı uygun görmüşler.

  • Beşer idraki ( esfel-i safilin / aşağıların aşağısı ).
  • Hayvan idraki.
  • Nebatat ( bitkiler ) idraki.
  • Cemadat ( madenler ) idraki.
  • İnsan idraki ( ahsen-i takvim / en güzel suret ).

Beşer idraki ( esfel-i safilin / aşağıların aşağısı ).

Bir an olur, ya hu bir şeyler yanlış gidiyor, Ben mükemmel şekilde yaratılmış bir yapıyım! Ama yaptıklarımı hayvandan farkım yok! Onlar gibi karnım acıktığımdan yiyorum. Onları gibi vücuduma hiçbir müdahale hakkım yokken gerekli vitaminleri vücudum ayırıyor, sonra dışkılıyorum. Onlar gibi ürüyorum cinsel dürtülerim var. Onlar gibi yorulunca uyuyorum.

Bu ve benzeri sorgulamada bulunan kişi “Beşerliğini Fark eder” diyor buna Beşer idrakı denir.

Hayvan idraki.

Onların farklı elbiseler giyseler de cinsleri ve yapıları gereği farklı görünseler de, Allah’ın dilsiz kulları olduğunu fark eder, ve saygıyla ne onlara kızar nede yaptığına üzülür… yapısı ve yaratılışı gereği yaptığını bilir seyreder… Bir hikaye ile anlatmaya çalışalım

Dervişin biri çamurda debelen suya batıp çıkan bir akrep görür, boğulmasın diye kuyruğundan tutup kuru yere alır. 

Akrep can halindeyken bu durumu anlamaz, tehdit algılar dervişi elinden sokar. 

Tekrar gözleri görmeyen akrep çamura doğru gider aynı şekilde suya girer(bu arada gerçekte de akreplerin gözleri görmez derler) 

Tekrar derviş kuyruğundan tutup kuru yere tekrar getirir, akrep onu bir daha sokar… 

Bunu izleyen sıradan birisi ya hu derviş efendi, 2’dir elini sokuyor halen kurtaracağım diye uğraşıyorsun yazık değil mi sana der..

Derviş cevap verir, abe can cazım o kulluğunun geriyi kendini koruyor sokuyor, Bende kulluğumun gereği merhametimle müdahale ediyorum der adam bir şey anlamaz elini sallar çeker gider.

Nebatat ( bitkiler ) idraki.

Gördüğümüz her bitki bir şeyin hizmeti için var olur, tekamülü gereği mevsimler diye adlandırdığımız zaman diliminde hizmetini eder ve dönüşür.

Kişi bu nebatatında konuşmasa da bir bilinci olduğunu fark eder, çünkü canlıdır işleyişi vardır de dalını bile koparmaya kıramaz. Yanlışlıkla da dair olsa buna üzülür, bir hata yaptığını düşünür. Onlar cevap vermese de konfor alanında hizmet ettiği için şükür eder teşekkür eder.

Cemadat ( madenler ) idraki.

Kişi cemadat hakkında canlı gözükmeseler de binlerce olasılıkla bir araya gelmiş bu mevcudatı! İşlevi gereği bilir yaslandığı bir duvara taşa dair hakkı geçtiğini düşünür şükür hali oluşur.

İnsan idraki ( ahsen-i takvim / en güzel suret ).

Özellikle insan suretindeki yaratılışın Sadece beş duyuyla kısıtlı olmayacağını anlar, Bu beş duyunun oluşturduğu kimyasalların/duyguların dışında insanda farklı özellikleri olabileceğini düşünür. 

Buna göre hayatın yön veren, olan her durumun bir Zahiri ve de Batini durumun olduğunu idrak eden buna göre yaşarlar. 

Onlar Allah’ın halifeleridir. 

İşte Bunu fark ettiğini düşündüğümüz Hazreti Pir Celaleddin Rumi kuddise sirruhu ne güzel demiş nutku şerifinde ;

Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum.

Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum.

Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum.

Öyleyse ölümden korkmak niye?

Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm,

Ya da alçaldığım görüldü mü?

Bir gün insan olarak ölüp,

ışıktan bir yaratık,

rüyaların meleği olacağım.

Fakat yolum devam edecek,

Allah’tan başka her şey kaybolacak.

Hiç kimsenin görüp duymadığı birşey olacağım.

Yıldızların üstünde bir yıldız olup,

Doğum ve ölüm üzerinde parlayacağım.

Mevlana Celaleddin Rumi

Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum.

Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum.

Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum.

Öyleyse ölümden korkmak niye?

Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm,

Ya da alçaldığım görüldü mü?

Bir gün insan olarak ölüp,

ışıktan bir yaratık,

rüyaların meleği olacağım.

Fakat yolum devam edecek,

Allah’tan başka her şey kaybolacak.

Hiç kimsenin görüp duymadığı birşey olacağım.

Yıldızların üstünde bir yıldız olup,

Doğum ve ölüm üzerinde parlayacağım.

Hz. Mevlana Celaleddin Rumi k.s Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum.

Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum.

Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum.

Öyleyse ölümden korkmak niye?

Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm,

Ya da alçaldığım görüldü mü?

Bir gün insan olarak ölüp,

ışıktan bir yaratık,

rüyaların meleği olacağım.

Fakat yolum devam edecek,

Allah’tan başka her şey kaybolacak.

Hiç kimsenin görüp duymadığı birşey olacağım.

Yıldızların üstünde bir yıldız olup,

Doğum ve ölüm üzerinde parlayacağım.

24777