Poetika Nedir? Aristoteles’in Poetikası

Aristoteles’in Poetika’sı,

Aristoteles’in Poetika’sı, şiirin farklı türleri ve biçimleri, yapısı ve bir şiiri neyin iyi yaptığı üzerine bir tartışmadır. Şiirleri farklı bölümlere ayırarak anlatılır. Aristoteles şiiri bir taklit biçimi olarak adlandırdı ve sanatı savunmaya devam etti. Çünkü şiirler kendimizi; ahlaki, karmaşık durumlara yerleştirmemize ve iş başındaki mevcut yasaları ve sosyal normları incelememize izin verir.

Poetika
Poetika Nedir? Aristoteles’in Poetikası

Aristoteles, dünyadaki diğer canlılardan farklı olarak, insanların sanattan zevk aldıklarına ya da onlardan zevk alabileceklerine inanıyordu. Sanat bir dizi şeyi kapsıyordu. Bir heykele bakmak, müzik dinlemek, şiir yazmak ve daha fazlası olabilir. Bunun nedeni, insanın sanatın nesnelerine ve niteliklerine dikkat etmesidir.

Poetika ve Retorik adlı iki kitabında da bunu savundu. Bu felsefi dalı hakkında daha fazla konuşmaya devam etti. Estetiğin sanat yapmanın ahlaki açıdan iyi bir eylem olduğunu söylemek için Aristoteles, sanat icra edildiğinde, icra edenler ile performansa şahit olanlar (bir müzisyen ve dinleyicileri veya bir gruba kitap okuyan bir şair gibi) arasında bir bilgi aktarımı olduğunu söylemeye devam etti.

Aristoteles’in Poetika ve Retorik, güzellik kavramının ve diğer sanatsal ilkelerin derinlemesine incelendiği felsefenin estetik dalından gelmektedir.

Aristoteles’in Poetika Özeti

Poetika’da Aristoteles sadece şiiri tartışmakla kalmaz, aynı zamanda istenen maksimum etki için şiirlerde bir olay örgüsü oluşturmanın en iyi yolunu da tartışır. Farklı şiir türlerini; destan, trajedi, komedi, ditirambik şiir ve müzik olarak adlandırır. Aristoteles ayrıca şiirin bir sanat dalı olarak bir taklit biçimi olduğunu iddia eder.

Bu konudaki mantığı, insanlar bir şeye bakıp onu taklit ettiklerinde, sanatçı ister heykeltıraş, ister şair, müzisyen ya da başka bir yaratıcı olsun, o sanat eserinden keyif alabileceklerdir. İnsanlar küçük yaşlardan itibaren nesneleri taklit etmeye başlar ve taklit yoluyla çevrelerindeki dünyayı daha iyi anlayabilirler.

Aristoteles ayrıca bir hikayenin özelliklerinden bahseder: Olay örgüsü, karakter, düşünce, diksiyon, şarkı ve gösteri. Bu unsurların her birini şu şekilde tanımladı:

Olay örgüsü, şiiri oluşturan olayları ve eylemleri kapsar. Eserin bir başı, ortası ve sonu olmalı ve izleyicinin zevk alması için şaşırtıcı niteliklere sahip olmalıdır. Olay örgüsü basit veya karmaşık olabilir. Bu, bir hikayenin en önemli yönüdür, çünkü hikayeyi döndüren ve izleyicinin deneyimleyeceği şey budur.

Karakter: Bir karakterin inşası, okuyucuların saygı duyduğu bir veya daha fazla iyi nitelikten oluşur. Bu nitelikler aynı zamanda karakterin kimliğiyle de uyumlu olmalıdır. Ayrıca, karakter inandırıcı olmalı ve tutarlı özellikler sergilemelidir. Her şey geçmişleri, kişilikleri, toplumları, hobileri ve hane halkı açısından anlamlı olmalıdır. Karakterler, izleyicilerin karakterlerin duygularını hissetmelerine ve onlarla bağlantı kurmalarına neden olan eylemler yaratır.

Düşünce: Düşünce, hikayenin temel bir unsurudur, çünkü hikayenin kurgusu önemlidir ve bu nedenle, kurgu iyice düşünülmelidir. Çevre, hikayenin karakterlerini, olay örgüsünü, eylemlerini ve atmosferini etkiler, bu nedenle ortam veya çevre, diğer tüm unsurlarla örtüşmelidir. Düşünce unsuru, hikayeyi daha da destekleyen alıntılar veya resimler gibi yönleri içerebilir.

Diksiyon: Açıklık çok önemlidir ve bir hikaye anlatıcısı, herhangi bir haysiyet kaybını önlemek için bir şiirde mükemmel bir dengeyi korumak için iyi bilinen ve yaygın olarak kullanılan kelimeleri daha egzotik olan kelimelerle karıştırmalıdır.

Şarkı: Bir şiirdeki tanınabilir yapılar ve kalıplar gibi unsurlar, bir dinleyiciyle etkili bir şekilde iletişim kurmak için kullanılabilir. İzleyici bu şekilde bir sanatçının eserini tanır ve gelecek yıllar boyunca onunla bağlantı kurmaya devam eder. Bu, müzikte şiirden biraz daha kolaydır. İnsanlar genellikle bir melodiyi tanır ve hatıralara taşınır. Ancak, tanınabilir özelliklere sahip bir şiir okurken aynı deneyim ortaya çıkabilir.

Gösteri: Şiirle ilgili olarak, yazılı herhangi bir kelime, izleyiciye yönelik doğrudan bir diyalog gibidir. Aristoteles bunu en az önemli unsur olarak gösterdi çünkü kostüm ve sahne ile sahne sanatlarıyla daha alakalı, ancak yine de şiirde kullanılabilirdi. Bir şair veya aslında herhangi bir yazar, bir izleyici üzerinde ne tür bir etki bırakmak istediğini ve neyle çekip gideceğini göz önünde bulundurmalıdır. Yazar, bu görüntüleri okuyucuların zihninde net bırakacak açıklayıcı kelimeler kullanmalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir