Kabe-i Muazzama’nın Örtüsünü İlk Olarak Kim Örttü? Özellikleri Nelerdir?

Rabbimizin evi olarak adlandırdığımız Kâbe’de birçok gizem mevcut. Bunlardan biri de Kâbe-i Muazzama örtüsüdür. Bu örtünün ilk kez örtüldüğü zaman ve kişi, sırları, özellikleri, değiştirilme zamanı ise inananların aklında soru işaretidir. Biz de Kâbe ile ilgili sık sorulan soruları yanıtladık.

Rabbimizin evi biz müminlerin namaz ve diğer bütün ibadetlerini yaparken yönümüzü çevirdiğimiz nokta olan kıbledir. Yaradan Mevla’mız, Yüce Kitabındaki Alak suresinde şöyle der: Secdeye git ve yakınlaş! Müslümanların ibadeti sırasında hangi yöne dönmesi gerekliğini açıkça belirtmektedir.

Hz. Adem Peygamberimiz döneminden bu yana manevi olarak değeri çok yüksek bir ibadethanedir. Müslümanlar olarak kazandığımız helal paralar ile hac ziyareti yapmak bizlere farz kılınmıştır ki Kitabımızda ayetlerde de bu açıkça belirtilmiştir. Kâbe’de bizlerin ibret alması gereken çok sayıda alamet de vardır: Hz. İbrahimi’in yeri o bölgededir. Hangi mümin giriş yaparsa Rabbinin siluetinde emin kullardan olur. O bölgeye gitmeye kudreti kâfi gelenlerin haccetmesi şarttır. Rabbini kabul etmeyenler de farkına varsınlar ki Mevla tüm her şeyden gözü toktur.

Hz. Âdem (a.s)’in Kâbe’yi Tavaf Etme Olayı

Rabbimizin evinin yapılışıyla ilgili çeşitli bilgiler verilmiştir. Bazı söylenenlere bakacak olursa: Hz. Âdem ve Havva, emirlere uymadığı için Rabbi onları cennetten gönderdi. Dünya’da buluştuktan sonra birlikte batı yönüne ilerlemeye başladılar ve Kâbe’ye vardılar. Hz. Âdem, Rabbine şükürlerini sunmak için ibadet edecektir lakin cennetteki gibi bir sütun yoktur. O da dünyada böyle bir şey olmasını diler.

 Hz. Âdem’in duası kabul olur ve gönderilen sütunun çevresini tavaf ederek Rabbini anar ve şükreder. Hz. Şit geldiğinde de bu sütun yok olur ve onun olduğu noktada kara bir taş belirir. Hz. Şit, taşları bir araya getirerek dörtgen şeklinde bir yapı inşa edip taşı da köşe noktasına koyar. Hacerü-l Esved taşı işte budur.  Zaten başka rivayetlerde de bu taşın ilk geldiğinde beyaz olduğu, insanların kötülüğünden karardığı söylenmiştir.

Bir süre geçer, Nuh Tufanı başlar. İnşa edil bu yapı kumlara gömülür ve görünmez. Hz. İbrahim, Rabbinin de buyruğu ile Kabe’nin olduğu noktaya yol alır. Evladı ve annesi ile birlikte yerleşir. Ardından Oğlu Hz. İsmail Rabbinin buyruğuyla Beytullah’ın olduğu bölgeyi kazmaya başlar. Kumlar altında gömülü olan mübarek yapı görünmeye başlar. Aynı yapı üzerinden devam ederek Kâbe-i Muazzama’yı tamamlarlar.

Hz. İbrahim, Rabbinin de isteğiyle inşasını bitirdiği Kabe için dua eder: ALLAH’ım! Bu bölgeyi emin kasabalardan biri haline getir! Bu toplulukta Rabbine ve kıyamete inanan kullara meyveler nasip et.

Kabe’yi örtüsünün bir diğer adı da Kiswa’dır. 600 kiloyu aşkın katkısız bir ipekten yapılmış, ayetler 120 kilogramlık değerli madenlerle işlenmiş, 700’ü aşkın boya içeren bir örtüdür. 240 kişinin bir yıl çalışarak tamamlandığı söylenir.

Kabe-i Muazzama’nın Örtüsü

Kabe-i Muazzama’nın Örtüsünün Değeri Nedir?

Kabe’deki her şey bizim için manevi değere sahiptir. Tabii, böylesi değerli bir ibadethanenin bir de maddi değeri vardır. 13 metre yüksekliğinde, 11 metre eninde olan Kabe-i Muazzama’nın Örtüsü 16 parçanın birleşmesiyle yapılmıştır.Sadece kapı için gerekli olan ise beş parçadır. Her yıl düzenli olarak milyonlara mal olan örtünün kalan parçaları dünyada söz sahibi kişilere ya da müzelere gönderiliyor.

Kabe-i Muazzama’nın Örtüsünü İlk Olarak Örten Kimdir?

Bir rivayete göre: ALLAH’ın Resulü Tubba’yı kötü olarak nitelendirmeyin, zira o mübarek Kabe’yi ilk örten kişidir.

Tubba birinci örten kul olarak geçer ve vasail ile örttüğü rivayet edilir. Kimi bin bilginleri Hz. İsmail’in Beytullah’ı birinci örten olarak söylerler.

Dilden dile söylenerek gelse de genel bir inanışa göre ilk örten Hz. İbrahim’in oğlu İsmail, 2.sefer örten ise Adnan, rivayetteki hadiste ismi geçen Tubba ise 3.kere örtmüştür.

Kabe-i Muazzama’nın Örtüsü Ne Gibi Özelliklere Sahiptir?

Kabe’nin örtüsü bir kere örtülüp bırakılan bir şey değildir. Kurban Bayramı geldiği zaman yenisi örtülür. Örtünün İslamiyet gelmeden evvel kral ve şehirlilerin örttüğü söylenirdi. Abbasi zamanında günümüze dek siyah renk tercih edilmiştir. Halife Mehdi, örtünün bozulmadan kalması için 1 kat kıyafet dışında başka şey eklenmemesini tavsiye etmiştir. Her zaman siyah ipekten imal edilmiş ve değerli madenler ile işlenerek düzenli olarak değişir.

16936